Harvard araştırmacıları, kırmızı et tüketimi ile tip 2 diyabet riskinin artması arasında kritik bir bağlantı olduğunu ortaya çıkardı. Otuz yılı aşkın bir süreyi kapsayan ve 216.000’den fazla yetişkini kapsayan kapsamlı analizler, haftada iki porsiyon kırmızı et tüketmenin bile diyabet riskini önemli ölçüde artırabileceğini gösteriyor.
Yakın zamanda The American Journal of Clinical Nutrition’da yayınlanan çalışma, en yüksek kırmızı et tüketimine sahip olanların, az tüketenlere kıyasla hastalığa yakalanma olasılığının %62 daha fazla olduğu şaşırtıcı bir şekilde ortaya çıktı. Özellikle işlenmiş etler, işlenmemiş eşdeğerlerine göre daha büyük bir tehdit oluşturuyordu; eski etlerin günlük porsiyonları diyabet riskini %46 artırıyordu.
Ancak bunların hepsi kasvetli haberler değil. Kırmızı eti bitki bazlı proteinler gibi daha sağlıklı alternatiflerle değiştirerek risk azaltılabilir. Harvard TH Chan Halk Sağlığı Okulu’ndan araştırmanın baş yazarı Xiao Gu, fındık ve baklagillerin diyabet tehlikesini %30’a kadar azaltabilecek koruyucu özelliklerini vurguluyor. Süt tüketiminin de riski %22 oranında azalttığı görüldü.
Kırmızı et tüketimi beslenme çevrelerinde ihtilaf yaratan bir konu olmaya devam ederken Gu, araştırma metodolojilerinin titizliğini ve kapsamlılığını vurgulamaya istekli. Fox News Digital ile yaptığı bir görüşmede, “Beslenme raporlamasındaki olası tutarsızlıkları titizlikle hesaba kattık ve dış değişkenleri titizlikle kontrol ettik” dedi.
Gu ayrıca minimum düzeyde kırmızı et içeriğiyle tanınan Akdeniz diyetinin sağlık açısından bilinen avantajlarını da vurguluyor. Çalışmanın önerilerini yineleyerek, kırmızı etin haftada en fazla iki porsiyonla sınırlandırılmasını ve o zaman bile ne kadar az olursa o kadar iyi olacağını tavsiye ediyor.
Amerikan Diyabet Derneği’ne göre 2019 itibarıyla ABD nüfusunun %11,3’ünün veya yaklaşık 37,3 milyon Amerikalının endişe verici bir kısmının diyabet hastası olduğu göz önüne alındığında, bu araştırma zamanında bir direktif sunmaktadır. Gu, “Kırmızı eti daha sağlıklı bitki bazlı kaynaklarla değiştirmek yalnızca diyabet riskini azaltmakla kalmıyor, aynı zamanda genel küresel sağlığı da artırıyor” diye bitiriyor Gu.